Son Dakika
21-Şubat pazar günü Muş Vakfı’nda yapılan istişare toplantısına hemşerilerimiz ve memleketimizin müderrisleri ile akil adamların katılımıyla gerçekleşti. Kahvaltı programı tanışma faslıyla başlayıp, Muş’un özel ve zengin kahvaltı çeşitleriyle evvela gözlerimizi ve midelerimizi doyurdular, sağ olsunlar var olsunlar. Toplantı kahvaltı sonrası, vakfın güzel dizayn edilmiş konferans salonunda gerçekleştirildi.
Toplantı başlamadan önce, güzel hazırlanmış Muş belgeseli seyrettirildi. Bu esnada duygusal anlar adeta bizleri Muş’un o şirin atmosferine götürdü. Açılışını vakfın başarılı ve azimli başkanı Dr. Orhan Sami Gültekin Bey, kısa bir konuşma yaparak, vakfın gayesini, hizmetlerini, hedeflerini ve Muş’umuzun kalkınması için düşündüğü projeler hakkında özet bilgiler aktararak, hedeflerinin Muşlu gençlerin biran evvel hayata atılıp, memleket ve milletimize hizmet sunmalarını sağlamaktır, diyerek sözlerini tamamladı.
Daha sonra söz alan vakfın yönetim kurul üyesi, işadamı Zeki Yağmur Bey de, vakfın gelir ve giderleri hakkında bilgiler verdikten sonra, vakfın tarihçesiyle alakalı çok veciz bir konuşma sunup, şunları söyledi. “Vakıf, Hz. peygamberin bizlere emanet bıraktığı hayri bir kurumdur, Efendimiz başta olmak üzere birçok sahabe hali hayatlarında mallarından bir kısmını muhakkak vakfetmişlerdir. Efendimiz Fedek hurmalığını, İslam mücahitleri ile sufa ashabına vakıf etmiştir. Keza selef-i salihin ile Osmanlılar da vakıf ruhu ve şuuru, efendimizin bu vakıf misyonuna gönül verdikleri için, vakıflar ve vakıf eserleri nasıl zirveye çıktığını ayet ve hadislerle anlatarak, sosyal hayattaki önemine işaret ettiler.” Zeki bey, ayrıca hayır sahibi hemşerilerimizden maddi imkanı olanlardan, vakfa maddi ve manevi destek vermelerini isteyerek konuşmasını tamamladı.
İstişare toplantısı bilahare görüş ve temenniler faslında söz alan emekli müderrislerimizden, Molla Giyas As hoca efendi de ” Muş Vakfı’nın hemşerilerimiz için ikinci bir adres olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirip, bunların yanında gençlerin ahlak ve maneviyatlarına dönük programların yapılmasını temenni ederek, örf ve adetlerimizin unutulmaması gerektiğini bunun için buralarda sık sık bulunmanın lüzumundan bahisle, vakıf binasında, düğün ve taziye programlarını burada yapılmasının öneminden söz ederek, yetişkin akademisyenlerimizin de zaman zaman toplantı tertip etmelerini arzu edip, hayır dualarıyla konuşmalarını tamamladı.
Bilahare vakfın eğitim komisyonu üyesi araştırmacı, Nimetullah Demir hoca söz alarak, Muş vakfının geçmişi ve geleceği hakkında şu konuşmayı yaptı:
“Vakfımız 1995 yılında bir kaç himmet ve hayır sahibi iş adamı tarafından kurulmuş olup, evvel Fındıkzade’de mütevazi bir dairede hizmetlerini veriyordu. O günler garip yıllardı sıkıntılı imkanlar ile devam ediyordu. Hemşerilerimizle bir araya gelip, toplanıp konuşacağımız bir ortam maalesef yoktu.
Bir miktar burs ancak veriliyordu, ama burs verilen çocukları maalesef tanıyamıyorduk. Bu nedenle de onlara faydalı program ve seminerler tertipleyemiyorduk. Allah’a hamdolsun o günlerde emek ve hizmet vererek bizleri bir araya getiren, kuruluşundaki gayretli ağabeylerimize sonsuz minnet ve rahmetle yadediyoruz. Keza, Efendimizin, şu hadisi şerifle vakfın önemine işaret ettiler, ” insan öldüğünde amel defteri kapanır, ancak üç hususta kapanmaz, sadaka i cariye bırakanlar, hayırlı ilim, birde kendisine dua eden hayırlı evlat miras bırakanın amel defteri kapanmaz.” buyrulmakta. İşte burada uhrevi hayatın rahmete ve berekete nail olmak için dünyada iken Ümmeti Muhammed’e faydalı bir eser veya akaratın hizmete sunulması da sadaka-i cariye olarak kabul edilmektedir.
Hamdolsun, bugünde bu bayrak yarışını dalgalandıran, aktif ve dinamik vizyona sahip, şimdiki yönetim kurulu ve değerli başkanının vermiş oldukları 400’ü aşkın burs imkanlarıyla, aylık konferans ve haftalık salı sohbetleriyle başarılı şekilde devam ettiren yönetimi, candan kutlar, başarıların devamı için duacı olduğumuzu belirtmeliyiz.
Memleketimizin kalkınması için gençlerimizin iyi eğitilmesinin şart olduğunu, cehaletin ve karanlığın girdabından eğitimle, değerleriyle barışık manevi duygularla mücehhez bir neslin yetiştirilmesinin şart olduğunu, bunun için de maddi ve manevi gayretlerimizi artırmamız gerektiğini söyleyerek, Bediuz-zaman dan atıf yaparak, şunları ilave etti” insanımızın karşı karşıya bulunduğu üç düşmanı vardır; fakirlik, ihtilaf ve cehalettir. Bunları da şu üç, marifet, sanat ve ittihat silahıyla yenmeliyiz.” düsturunu hatırlatarak, bu noktayı dikkati nazara verdiler.
Bu nedenle, çok zeki ve kabiliyetli olan gençlerimize mutlaka ama mutlaka sahip çıkmalıyız, onların yanlış yollara sapmalarına şahsiyetlerini kaybetmeden millet ve memleketin kalkınmasında hizmet makamlarına gelmeleri bizim için en büyük kazançtır. Onların vakfın sıcak ortamında sıcak ilgi ve alaka onları hem vakfımıza hem de değerlerimize bağlayacaktır. Sevindirici olan şu hakikati de ifade etmeliyiz. Yönetimin de bu hususta gayretleri dikkate şayandır, zira eğitim komisyonu da hassas kıstaslarla ehil olan, başarılı, çalışkan, fakir ve muhtaç öğrencilere öncelik verdiklerini de malumatınıza arz etmek isterim, demek suretiyle konuşmalarını şu şekilde tamamladı, vakıfta yapılan kültür ve dini programlara katılımın artması için, esnaf ve üyelerin de davet edilmesinin önemine işaret ederek konuşmasını sürdürdü.
Bu vakfın en güzel tarafı, inancı siyası düşüncesi ne olursa olsun, bakılmaksızın bütün hemşerilerimizin gelip kaynaşabileceğimiz ortak bir paydamızdır. Ticari ve siyasi bağlantılar bu çatı altında asla ifade edilemez. Propaganda reklama asla müsaade edilemez Dolayısıyla ikinci bir adres ve kaynaşma sohbet mekanı olarak düşünmeliyiz, zaten taziyelerin de burada yapılması bununu bir ifadesidir, diyerek sözlerini tamamladı.
Bilahare eğitim komisyonu üyesi Ramazan Çamlıca söz alarak, vakfın bundan sonra neler yapabileceği hakkında görüş ve projeler sunup, akil adamlardan istifade etmenin emniyetinden bahsederek, şunları dile getirdi.” vakfımızın gençlere gezi programları düzenlemek, Muş’un mahalli kültürünü burada yaşatılması adına bazı fonlardan yararlandırılmasını örneklerle dile getirip, hocalarımızdan, burada kurulacak bir medrese veya dershane gibi ayrı bir yerin olması için çalışma başlatılmasını talep ederek, hem öğrencilerin, hem de İnsanımızın katılıp kaynaşacağı bir ortam olabileceğini, hocalarımızın periyodik olarak buralara gelip öğrencilere moral ve sohbet programları tertip etmelerinin önemini vurguladı. Son konuşmayı da Varto derneği eski başkanı Mustafa Özer Bey, görüşlerini şu şekilde dile getirdi,” Muş Vakfı’nın merkezi bir yerde güzel hizmetlerini ne acıdır ki, bir çok hemşerimize anlatamamış ki bugün arzu ettiğimiz nokta da değiliz, zira İstanbul’da epeyce hemşerilerimiz olmasına rağmen, vakıfla bağlantılı insanımızın azlığına dikkat çekerek, bu çıkmazı açmamız için, esnaf ziyaretlerini artırması gerekir, nitekim her alanda artık yetişmiş insanımız var, bunlardan yararlanmamız icab eder, bu sebep ile , diyalog yollarını çoğaltıp, vakfımıza, gerek maddi gerek manevi desteği sağlamalıyız, sözleriyle yetkilileri tebrik ederek, konuşmalarını bitirdi, akabinde Nimetullah hocanın, okuduğu aşrı şerifle toplantı sona erdirildi .
Nimetullah demir-Arşiv uzmanı-Araştırmacı
BENZER HABERLER