“Rekabetçi dünyada Muş’un geleceği; Gençler ve Eğitim”

Hemşerimiz İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, vakfımızda düzenlenen etkinlikte öğrencilerimizle bir araya gelerek onlara tecrübelerini aktardı ve sorularını yanıtladı.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “Türkiye’mizin hafızalarda yer etmiş kaderimizi değiştirmiş en büyük diyebileceğimiz üç büyük tarihi olayı var. Birincisi İstanbul’un fethidir, 1453… İkincisi Cumhuriyetimizin kurulmasıdır 1923 ve üçüncüsü de Müslümanların bu topraklara adım atmasıdır, o da 1071. İşte Muş böyle bir tarihe ev sahipliği yapmış bir kentimiz, yerleşim yerimizdir.
Böyle bir tarihi olayı Muş’un markası haline getirmeliyiz. Biz yaştakiler için zor ama günümüzün Muşlu Gençleri inşallah 1071’in 1000. yılını görecek. İşte bu kuşak, bu tarihi olayı o zamana kadar büyük bir markaya dönüştürmeli. İnşallah günümüz gençleri sayesinde, herkesi kucaklamayı çok iyi bilen bu topraklar, bütün dünyanın gurur duyacağı bir yere dönüşecek.
Bu yolda Muş’ta sanayisi, tarımı, akademisi ve sosyal hayatıyla mutlaka güçlü bir ekosistem oluşturulmalıdır. Artık Muşlular özellikle üzerinde kurulu olduğu o muhteşem ovayı bir ekonomik vahaya dönüştürmelidir. Bunun için hepimize çok görevler düşüyor ve eğer hepimiz üzerimize düşen sorumluluklarımızı yerine getirirsek, Muş, hepimizin gurur duyacağı bir ekosistemi yaratacaktır” şeklinde konuştu.
Bahçıvan konuşmasını şöyle sürdürdü; Muş, sürekli olarak olumsuz yönleriyle gündeme getiriliyor. Bu kadim kentimiz bunu hak etmiyor. Kentin birçok sıkıntısı var. Tamam, ama çözüm nedir? Bunun yanıtını hep birlikte bulmalıyız. Muş, şu anda yaşadığı sıkıntıları çözme noktasında büyük bir atılım noktasına gelmiş bulunuyor. Bu çözümün gerçekleşebilmesi adına en önemli konu tarımdır. Böylesine önemli bir ova, tarımsal zenginlik, değil Türkiye’de, Avrupa’nın birçok ülkesinde bile yok. Muş bundan nasıl yararlanabileceğinin yanıtını bulmak zorunda.
Bu konudaki en önemli sıkıntımız tarımla bilgiyi, teknoloji ve sermayeyi buluşturmamamızdı. Bugün Muş Üniversitesi’nin çalışmalarıyla, tarımla bilginin buluşmakta olduğunu görüyoruz. Tarımı teknoloji ile buluşturduğumuz takdirde gerçekten de sermaye buraya akacaktır. Üniversite-sanayi işbirliği ve bilimin tarımla buluşması açısından Muş’un bunu mutlaka gerçekleştirmesi gerekmektedir.
Yalnız şu unutulmamalıdır, günümüzde artık sadece diplomalar bir ekosistemin içinde yer almak için yeterli olmamaktadır. İyi bir meslek erbabının üniversite mezunlarından çok daha fazla kariyer şansı olduğu da unutulmamalıdır. Bugünlerde bizim en büyük sorunumuz karşımıza gelen gençlerin bir meslekten uzak olmaları. Benim Muşlu gençlerimize tavsiyem, bu konuyu dikkate alarak geleceğe hazırlamalarıdır. Gençler bugün bilgi çağında yaşıyor. Bilgiye bu denli kolay ulaşabilmeyi iyi değerlendirmeliler. Hayatlarını boş vakitlerle geçirmemeliler. Gençliğin ve enerjisi birçok şeyi yoktan var edebilir. Gençler kendilerine bu nedenle güvenmelidir.
Yarınlara nasıl gittiğimizi bilmemiz gerekiyor. Bugün dünya çok daha hızlı dönüyor. Bu nedenle geçmişe bağlı kalarak yarınlara hazırlanmak mümkün değil. Bugünkü neslin şansı bilgiye geçmişe göre çok daha hızlı erişiyor olması. Bu hazinenin kıymetini bilmemiz lazım. Bizim kuşağımızın tek bilgi kaynağı Meydan Larousse’tu. Ona da kavuşmak her çocuğa nasip olmazdı. Bu nedenle bugünkü bilgiye ulaşabilme imkanlarının kıymetini bilmeli, çok iyi ve doğru kullanmalısınız.
Bir üniversiteye, ciddi bir yarıştan geçilerek giriliyor. Fakat üniversiteye girip diploma alarak her şey bitmiyor. Rekabet edebilmek için öğrencilik yıllarından başlayarak hazırlanılması gereken bir dünyadayız. Üniversite gençlerin iş hayatına atılmaya başladığı bir dönem. Artık diplomaya çok bakılmaz. Artık şirketler öğrencilik döneminde sizlerin hayatınıza neleri kattığınıza da bakmaktadır. Yani öğrencilik döneminde edinmiş olduğunuz deneyimleri de görmek istiyor şirketler. Gençler, kendilerini farklı kılacak olan bir şeyleri mutlaka yapmalı. İlla okunan bölümle ilgili değil, kendilerini geliştirmeye de bakmalı gençler. Ülkemize toplumunuza karşı nasıl daha farklı bir hizmet verebileceklerini mutlaka düşünmeliler ve yapmalılar. Bizim yıllarımızda yoktu. Yarınlara taşıyabilecek dayanaklar, bugünkü gençlerin önünde fazlasıyla var.
Gençler hayal kurmalı, hayallerinden vazgeçmemeli. Biz sanayicilerin bir söylemi vardır: Hayalleri projeye, projeyi fizibiliteye, fizibiliteyi yatırıma, yatırımı üretime döndürürüz. Hayal ile beraber risk almak başlıyor. Risk almadan hayallerin gerçekleşmesi de mümkün değil. Riski alacaksınız. Riskin iki karşılığı vardır: Kazanmak ve kaybetmek. Kaybetmekten korkmayacaksınız. Çünkü karla zarar kardeştir. Kar olmadan zarar, zarar olmadan kar olmaz.
Son dönemlerde başarı hikayelerine çok düşkünlük var. Fakat unutulmamalı ki başarısızlıklar da var. Başarılar yazılıyor ama başarısızlıklar yazılmıyor, kaybedenlerin hikayesi de dinlenmeli. Asıl sır kaybedenlerin hikayesinde gizli. Sadece ve sadece başarı hikayelerine odaklanmak yerine başaramayanların neden başaramadıklarını da dinlemeyi ve okumayı öneririm.
Gençler illa mükemmeli arayacağım diye hayatı kendine zindan etmemeli. İyinin en büyük düşmanı mükemmeliyetçiliktir. Gençlere sabır içinde hayallerini ve kararlarını üst üste koyarak yürümelerini öneririm. Unutulmamalı ki bir sıfırdan büyüktür.
“Hemşerilerimizin başarıları hep gurur kaynağımız olmuştur”
Toplantıda söz alan Vakıf Başkanımız Orhan Sami Gültekin, öncelikle katılımcılara teşekkür ederek, “İkinci dönemdir yönetim kurulu arkadaşlarımla yürütmekte olduğumuz vakıf başkanlığında öncelikli görevimiz eğitim oldu. Bir diğer görevimiz de kalkınma oldu. 5 yıl önce yönetim kurulu arkadaşlarımla göreve geldiğimizde ilk işimiz vakıf binamızı yeniden restore ederek vakıf binamızı Muş’a yaraşır bir hale getirmek oldu. Bu yıl yeniden vakıf binamızın mevcut eksiklerini gideriyoruz, daha rahat ve huzurlu bir hale getirmeye çalışıyoruz. Bu hizmetlerle vakfımızın amacı Muş’tan gelmiş yetişmiş, önemli yerlere gelmiş insanlarımızı burada ağırlamak, öğrencilerimiz ile bir araya getirmek bundan feyiz almak. Burada ötelenmişlikten ziyade birlik beraberliği sağlamak ve birbirimize sahip çıkmak, bunun en önemli örneklerinden bir tanesi Erdal Bahçıvan Bey bugün Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluş örgütlerinden İSO’nun başında bulunması bizim için gurur kaynağıdır. Sadece Muş’ta değil Türkiye’nin en büyük metropolü İstanbul’da hemşerilerimiz önemli yerlerde yer alıyor. Gerek siyaset gerekse iş dünyasında birçok hemşerimizin önemli ve başarılı görevleri var. Hemşerilerimizin başarıları hep gurur kaynağımız olmuştur. Gençlerimizin önü açık inşallah öğrencilerimiz önümüzdeki dönemlerde bu önemli görevlerde yer alan hemşerilerimiz gibi bir adım daha öteye taşıyarak memleketimiz için önemli vazifeler üstlenirler” dedi.
Hazırlayan: Abdurrahman ÇINAR